2020 yılında etkisini gösteren COVID-19 salgını sebebiyle global piyasaların odağı gevşek para politikaları ve mali teşvikler kaçınılmaz olmuştu. 2021 de de uygulanan bu politikaların sonuçlarını deneyimleyip aşılanma ile birlikte toparlanma sürecinin başladığına şahit olduk. Öyle ki, devam eden salgı etkilerine rağmen ekonomilerde geçtiğimiz seneye benzer geniş çaplı kapanmalar önlenebildi. Küresel ticaret tarafında da benzer bir toparlanma süreci yaşandı. 2020 yılında yıllık bazda %15’in üzerinde daralan küresel ticaret, 2021 yılında ise WFO'nun öngörüsüne göre 10.8%'lik büyüme kaydetti. Aşılama sürecindeki hızlanma, turizm sezonu açılırken kısıtlamaların büyük oranda gevşetilmesini sağladı. Tüm bunların etkisiyle, 2021 yılında global ekonomi, geçen seneki daralmadan sonra güçlü bir büyüme kaydetti. IMF’nin tahminine göre küresel ekonomi, 2021 yılında %6’ya yakın bir büyüme kaydedebilir.
Türkiye ekonomisinde de büyüme, hem iç talep hem de artan dış talebin katkısıyla oldukça yüksek seviyelerde seyretti. Büyümenin ağırlıklı iç talep kaynaklı olması ve özellikle yılın son dönemlerinde kurda yaşanan hareketlilik enflasyon üzerinde baskı yarattı. Yıla %17 ile başlayan politika faizi ise, Mart ayında 200 baz puan faiz artış kararı ile %19 seviyesine çıkarıldı, ardından Eylül ayında başlayan kademeli faiz indirimleri sonrası yılı %14 seviyesinde tamamladı. Fonlama maliyetlerinin yılın son çeyreğinde düşmeye başlaması ve iç talebin katkısıyla kaydedilen güçlü kredi büyümesi bankacılık sektör marjlarını son çeyrekte destekledi. Bankaların bilançolarında enflasyona endeksli menkul kıymet portföyünün bulunması da, enflasyonda yaşanan artışa karşı banka bilançolarının korunmasını sağladı. 2021 yılında hem global ekonomilerde, hem de yerel ekonomide karşılaştığımız bu zorlu koşullara rağmen Türkiye bankacılık sektörü ve Garanti BBVA dayanıklılığını bir kez daha kanıtladı. Seneyi oldukça başarılı sonuçlarla kapattık.
Garanti BBVA, bu ortamda dinamik bilanço yönetimi sayesinde kârlılığını artırarak büyümeye, sermayesini ve aktif kalitesini güçlendirmeye devam etti. Toplam konsolide aktiflerini yıllık %57 artışla 849 milyar TL’ye ulaştırırken, toplam canlı kredilerde %42, menkul kıymetlerde ise %34 büyüdü. Faiz getirili aktiflerin toplam aktifler içindeki oranı %82 ile rakipler arasında en yüksek.
İç talebin güçlü olduğu 2021 yılında, TL kredilerde yıldan yıla %27 büyüyerek pazar payımızı yıl başından bu yana 60 baz puan artırdık. TL kredilerde büyümemiz hem tüzel hem de bireysel portföyden dengeli bir şekilde oldu.
Geçmiş dönemlerden beri devam eden temkinli ve proaktif yaklaşımımız, kredilerimizin doğru ve şeffaf sınıflandırılması, aktif kalitemizi çok net ve görünür kıldı. Önümüzdeki dönemde aktif kalitesinde oluşabilecek olası bozulmalar bile, yüksek kredi karşılık oranlarımız sayesinde rahatlıkla karşılanacaktır. Bu ihtiyatlı duruş ve güçlü sermayemiz, kesintisiz bir şekilde ekonomiye katkı sağlayarak büyümemize imkân veriyor.
Pandemi ile beraber sektör dijitalleşme anlamında çok hızlı yol aldı. Son iki yılda Türkiye, dünyanın en hızlı dijital gelişimlerinden birine sahne oldu. Bankaların ürün ve işlemlerinin yanı sıra müşteri kazanımı da dijital kanallara taşındı. Dijital bankacılığa uzun yıllardır yaptığımız yatırım sayesinde biz de bu alandaki lider konumumuzu koruduk. Teknolojinin gücünden faydalanarak müşterilerimizin yanında olmaya ve onların hayatını kolaylaştıran çözümler sunmaya devam ettik. Böylelikle; 2019 sonunda 7.7 milyon olan aktif mobil müşteri sayımız 2021 sonuna geldiğimizde %38 artış göstererek 10.6 milyona ulaştı. Aktif dijital müşteri sayımız ise 11 milyonu aştı.
2021 yılı, hem ülkemizde hem de küresel çapta özellikle sürdürülebilir finansın sektörel trendleri domine ettiği bir yıl oldu. Bu yılki COP26 BM İklim Değişikliği Konferansı sonuçları, Türkiye olarak Paris İklim Anlaşması’na imza atmamız, orta vadeli programda “Yeşil Dönüşüm” başlığına yer verilmesi başta olmak üzere onlarca gelişme sürdürülebilir finansa yönelik artan farkındalığın ve ilginin bir göstergesi niteliği taşıyor. Glasgow’da düzenlenen COP 26’ya katılarak bankacılık sektörünün iklim değişikliğine karşı oynayabileceği rolü anlatan ender bankalardan biri olduk. Sürdürülebilir kalkınmanın en büyük oyuncuları kuşkusuz küresel finansmanın da 3’te 2’sini sağlayan bankalar olacak. 2020 yılından bu yana operasyonlarımıza karbon nötr olarak devam ederken aynı zamanda bu yıl Türkiye’den BM Net Sıfır Bankacılık Birliği’ne taahhüt veren ilk ve tek banka olduk. Bu taahhüdümüzden önce, kömürü ve kömürle ilişkili aktiviteleri finanse etmeyeceğini duyuran Türkiye’deki ilk banka olarak yerel finans sektörüne yeni bir bakış açısı kazandırdık. Aynı yıl içerisinde, dünyada inovatif sürdürülebilir finans ürünleri anlamında bir ilke imza atarak dünyanın ilk Yeşil Halka Arz’ını gerçekleştirdik. Ülkemizde yine bir ilk olarak Garanti BBVA İklim Endeksi’ni ve Kurumsal Yeşil Araç Paketi’ni hayata geçirdik. Kendi operasyonlarımızda yaptığımız değişikliklerin yanı sıra toplumumuzun ve müşterilerimizin daha yeşil bir geleceğe geçiş yapmalarını teşvik etmeye devam ediyoruz.
İklim kriziyle mücadele ve sürdürülebilir bir dünya için çalışırken, Deniz Temiz Derneği/ TURMEPA iş birliğiyle deniz kirliliğini önlemek adına Marmara Denizi’nde atık yüzey temizliği ve bölge illerinde deniz temizliği konusunda farkındalık eğitimleri gerçekleştirmek amacıyla Mavi Nefes Projesi’ni hayata geçirdik. 3 yıl sürecek projenin deniz temizliği ayağında İstanbul Boğazı’nı temizleyecek 2 adet deniz süpürgesi, acil durumlarda müsilaj ve katı atık temizliği yapmak üzere başka bölgelere de gidecek. Projenin ikinci ayağındaki farkındalık eğitimlerinde ise gelecek nesillerde deniz temizliği konusunda farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz. Marmara Bölgesi’nde 60 bin öğrenci ve 4 bin öğretmen başta olmak üzere verilecek eğitimlerle bölgesel farkındalığın artırılmasına katkı sunacağız.
2022 YILI VE SONRASI İÇİN…
Bankamız, bu ekonomik toparlanma ortamında, ekonomimizin sürdürülebilir büyümesi ve sağlıklı, sağlam bir tabanda genişlemesi hedefleri doğrultusunda büyüme politikasını sürdürecek. Kredilerde sektör ortalamalarının üstünde büyüme hedefimizi koruyoruz. Her segmentte büyüme hedefimiz olsa da, tüzel tarafta talebin daha yüksek olmasını bekliyoruz.
Önümüzdeki süreçte sorunlu kredilere ilişkin süreci ve tahsilatları, müşterilerimizin finansal sağlığını ve sektörün aktif kalitesini koruyacak şekilde yönetmeyi sürdürürken portföyü iyi analiz ve takip ederek müşterilerimize doğru zamanda doğru desteği sağlamaya da devam edeceğiz.
Öte yandan stratejik projelerimiz ve çalışmalarımız da hız kesmeden devam edecek. Müşterimizin güvenilir finansal ortakları olma hedefiyle, ihtiyaç ve taleplerini en iyi şekilde karşılamak için çalışmayı sürdüreceğiz. İş modelimize ve dijital altyapımıza yatırımlarımızı sürdürerek, dijital ve mobil kanallarımızda sunduğumuz hizmet ve ürün yelpazesini genişletmeye odaklanacağız.
Garanti BBVA olarak yaşadığımız gezegenin ve tabiatın geleceğini düşünmenin ve buna iş planlarımız içerisinde yer vermenin çok önemli olduğunu düşünüyor ve bu bilinçle davranmaya çalışıyoruz. Sürdürülebilirlikte öncü banka kimliğimizle, 2022’de de bu konudaki farkındalığı artırmaya, tüm müşterilerimiz, çalışanlarımız ve paydaşlarımızda pozitif yönde bir etki bırakmaya gayret edeceğiz.
Sürdürülebilir finansal başarımızla, teknoloji ve yenilikçilikte öncülüğümüzle, donanımlı çalışanlarımızla, çevik ve şeffaf kurum kültürümüzle fark yaratan bir kurum olduğumuza inanıyorum. Garanti BBVA olarak, sadece ekonomide yarattığımız etkiye değil; çevreye, sosyal hayata ve teknolojiye kattığımız değeri de önemsiyor ve bu bilinçle hareket ediyoruz. Bu süreçte çok büyük emek ve katkısı olan çalışma arkadaşlarım ile birlikte bize bu yolculukta iştirak eden, bizi destekleyen ve güvenen, başta müşterilerimiz olmak üzere tüm paydaşlarımıza teşekkür ederim.
Saygılarımla,
Recep Baştuğ